Sarıkamış Hakkında - Yeni Mecmua

Sarıkamış Hakkında

Sarıkamış Gerçekleri

    Birinci Dünya Savaşında Rus Ordusuna karşı ilk ateşi Osmanlının 29 Ekimde Sivastopol,Odessa ve Tedosya limanlarının topa tutulması yaşandığı zannedilir. Bu yanlıştır. Dönemin Bahriye Nazırı Cemal Paşa(1)Rusya,Fransa ve İngiltere’nin harp ilan ettikleri gün Said Halim Paşa durumu şöyle özetledi: Rus donanması Karadeniz’de bulunan Osmanlı harp gemilerine tecavüz etmiştir. Osmanlı donanması da onları takipte bulunarak Odesa,Sivastopol ve Tedosya limanlarındaki harp ve ticaret gemilerine karşı silah kullanma durumunda kalmıştır.” ve “Osmanlı hükümeti, münasebetlerin kesilmesine ve harbin başlamasına engel olmak için, Karadeniz’de ortak soruşturma açılmasını ve bu suretle hangi donanmanın önce tacizde bulunduğunu tespitini ve o donanma komutanını şahsen olaydan sorumlu tutmayı teklif etti. Bu teklif Rus hükümeti tarafından şiddetle reddedildi” der.

 

    Ayrıca çok tartışmalı bir kişilik olan Köprülülü Şerif Bey, Sarıkamış (2)eserinde bu durumu ‘3.Ordu Komutanı Hasan İzzet Paşa’nın orduya gönderdiği emir’kısmında şöyle belgeler;”Karadeniz’de bulunan filomuza Ruslar,29 Ekim 1914 günü saldırdılar. Ruslardan bir gambotla bir torpil gemisi batmış ve 3 subay 83 er esir alındı. Bizim hiç kaybımız yoktur” der. Ve yine ayriyeten batırılan gemilerin komutanları sorguya alınır.(3) Karadeniz’de batırılan Rus gemilerinin Boğaz çıkışını mayınlamak için geldiklerinde şüphe yoktu. Bu durum esir subayların sorgularında ortaya çıktığı gibi Komansky Stebline’nin KARADENİZ’DE MAYIN adlı eserinde; Eylül 1914 tarihi itibariyle ikisi Fener ve Karaburun civarında olmak üzere Sivastopol-Boğaz ve Zonguldak-Boğaz yolları üzerindeki manialara 1500 adet mayın bırakıldığı belirtilmektedir.” Zaten Ruslar hiçbir vakit Türklerle ittifakta bulunmak istemedi(4)Rusların, Türkiye’yle muharebeye girerek Türkiye’nin taksimi hakkında projeleri mevcuttu. Ancak, Türkiye’yi oyalamak gerekiyordu. Muharebeyi kazandıktan sonra taksim işi kolaydı. Mihail Pavloviç “Asya’nın Birinci Dünya Harbi’nde Rolü” adlı eserinde şunları yazıyor: “Rusya’da liberallerin lideri Milikof, Uzak Doğu siyasetini terk ederek Türkiye ve Boğazlar’ın işgalini gaye edinmişti. Bazı Alman yazarlarına göre “Türkiye taksim edilmelidir, ancak mirasının büyük bir kısmı Almanların eline geçinceye kadar, hasta adamın ölümü ertelenmelidir. Birinci Dünya Harbi, her şeyden önce Türkiye meselesinde, Almanya ile Rusya’nın çıkarlarının birbirlerine tamamen zıt olmasından ileri gelmiştir.”

 

    Olaydan sadece 2 gün sonra Rus Ordusu Doğubayazıt’ın kuzeyinden işgale başlar Horasan,Eleşkirt ve Pasinler’e kadar (en az 150 km)yurdun içlerine gelirler. Köprüköy’de 3.Ordu Komutanı Hasan İzzet Paşa kahramanca Rus ordusunu durdurmuştur. Albay Ziya Yergök’ün düşmanın bozulmasında emeği büyüktür. Rus ordusu Azap köyü civarına kadar sürülmüştür. İstanbul’dan gelen saldırı emrine rağmen düşmandan iki kat kuvvetli iken bir Tannenberg yaşanacakken Hasan İzzet Paşa orduyu 10 km geri çekmiştir.

 

    Fevzi Çakmak Paşa’nın Köprüköy ve Azap değerlendirmesi(5) Maskolofski’nin eserinden anladığımız, Azap Muharebesi’ni bizim kazandığımızdır. Ruslar panik yaptıkları için 20-21 Kasımda Rus Cephesi sıkışık durumdaydı. Düşmanın kol ve katarları 21 Kasımda paniklediklerinden, Berhman ve kurmay başkanı Sarıkamış’a kaçmış ve Türklerin üstün geldiğini Tiflis’e bildirmiştir. Tiflis’ten durumu araştırmak için gelen kurmay başkanı Yudenich, otomobille cepheye giderek cephedekileri durdurmaya çalışırken garip bir rastlantı eseri olarak Hasan İzzet Paşa da orduyu geri çekmeye karar veriyor.

 

    Görülüyor ki, muharebe, komutanların sinirleri ve askerlerin kahramanlıklarıyla halledilir ve bir eşitlik söz konusudur. Burada, Türk askeri üstün durumdayken, bizim komutanımız, “Çok cephane harcanıyor buna dayanamayız.” diye orduyu geri çekiyor. Buna bir sebep de İd ve Narman’da Rus tugayının küçük bir faaliyette bulunması ve abartılı haberlerin gelmesidir. Buna 30 ncu Tümenle başarılı bir karşılık verilebilirdi. Bu yüzden komutanlar, gerçek durumu görmeye çalışmalıdır. Çünkü iki taraf da aynı durumdaydı. Komutanlar, fedakârlığı sadece kendi birliğinden istememelidir. Düşmanın da durumunu düşünmelidir. Eğer dursaydık, Yudenich’in de maneviyatı kırılacaktı. Zaten Berhman’ın on günden beri maneviyatı bozulmuştu. Eğer Hasan İzzet Paşa “Ben çekileceğime düşman çekilsin!” deseydi, başarılı olacaktı. Geri çekiliş, boralı ve fırtınalı bir gecede yapıldı. Bazı kolordu komutanları bu durumdan etkilendi. 9 ncu Kolordu Komutanı Ahmet Fevzi Paşa, üzüntüsünden dolayı söylediği sözler yüzünden emekli edildi. Bu geri çekiliş, orduda güvensizlik ve hoşnutsuzluk yarattı. Çünkü, “Üstün gelmişken, neden çekildik?” deniyordu. Bir ordunun manen üstün iken geri çekilişi kötü bir durumdu.”

 

    Olay sonrası 14-15 Kasım günü İstanbul’dan 2 vapur gıda ve giyecek malzemesi ve bir vapur cephane Hasan İzzet Paşaya gönderildi(6) Türk Genelkurmayı durumu araştırmak ve kontrol altına almak için Hafız Hakkı Paşa’yı görevlendirdi. Onun verdiği raporlar sonrası Enver Paşa Erzuruma inceleme amaçlı gelir. Sarıkamış’a bir çevirme harekatı olması gerektiğine Hakkı Paşa, Enver Paşayı ikna eder. Hasan İzzet Paşa da toplantıya katılır ve aynı fikirdedir. Olaydan günler sonra harekata 3 gün kala Hasan İzzet Paşa kendisinde bu harekatı yürütecek cesareti olmadığını söyler ve istifa eder(7)

 

    Cepheyi bu çevirme harekatına götüren durumları da unutmamak gerekir. Öyle ki, daha önceki 1825 ve 1877 (Doksan üç) Rus savaşlarından da bilinmektedir ki, Sarıkamış’tan yürüyecek hazırlıklı bir Rus ordusunu Osmanlı kuvvetlerinin durdurması imkânı yoktur. Bu demektir ki, Doğu cephesinden Anadolu daha ilk hamlede açık kalacaktır. Tek şans vardır, o da Sarıkamış çevresindeki Rus kuvvetlerini, Kars Kalesi’ne sığınmalarına fırsat bırakmadan kuşatıp, imha etmek. Ve, 93 Savaşında da en önemli direnç noktamız olan Küçük Yahni- Büyük Yahni hattını tutmak. Nitekim Hafız Hakkı Paşa, bu hareketin başarılamaması halinde durumumuzu açıkça ifade etmiştir. Gazi Ahmet Muhtar Paşa ordusu, bütün başarılarını bu hat üzerinde göstermiş, neredeyse Rusları çekilmeye mecbur edecekken, kendisi çekilmeye başlamıştır. Mehmet Arif Bey, bu çekilişi anlatırken, “Düşman, düşmanın halinden bilmez. Eğer biz biraz daha direnebilseydik, Ruslar çekilmeye başlıyordu.” der. Bu mevkiler Kars’ın doğusundaki en önemli askerî noktalardır ve bu noktalar ikmal deposu görevi görür.(8)




    Enver Paşa 6 Aralık 1914 günü orduya ilk taarruz emrini yayımlamıştır:

    Genel Kurmay ATASE Başkanlığının yayımladığı esere göre plan şudur:(9)3. Ordu, biri zayıf biri kuvvetli olmak üzere iki gruba ayrılacak; zayıf grup, Rusların Aras nehrinin iki yanından Erzurum doğrultusunda yapacakları taarruzları önlerken, diğer kuvvetli grup, Rus mevziinin kuzey yan ve gerisine derin ve kuşatıcı bir taarruz yapacaktı. Bu maksatla XI. Kolordu ile 2. Nizamiye Süvari Tümeni düşmanı cepheden durdururken, IX. Kolordu Pitkir-Çatak doğrultusunda düşmanın kuzey kanadını kuşatacak ve X. Kolordu da Oltu üzerinden Bardız-Sarıkamış doğrultusunda Rus mevzilerinin gerilerine düşecekti. Artvin bölgesinde bulunan Ştange Bey birliği ile sınır birlikleri ve diğer özel milis kuvvetleri Olur-Şenkaya üzerinden Oltu-Vartanik doğrultusunda ilerleyerek X. Kolordunun harekâtını kolaylaştıracaktı.”

 

    Harekat konusunda yazarlar genellikle Sarıkamış harekatını tarihinden dolayı eleştirir Misal vermek gerekirse Şevket Süreyya Aydemir,Enver Paşa isimli eserinin 3.cildinde şöyle der   (10) “…Bu bilgilere, bu emrin verildiği sırada Doğu Anadolu’da kışın en sert gunleri demek olan kasım ayında bulunulduğunu da eklemeliyiz. Nitekim Rus Ordusu da taarruz emri almışken, harekete gecmiyordu. III. Ordu Kumandanı Haşan izzet Paşanın da fikri, buralarda ve bu mevsimde taarruzdan kacınmaktı. Fikri, duşman ilerlerse bile, onun Erzurum kalesine carptıktan sonra, bir karşı taarruzla ezilmesini sağlamaktı. Enver Paşa, şu taarruz emrini vermeseydi o kış, oyle gorunuyor ki iki ordu da karşılıklı yerlerinde kalacaklardı. Arada bir Sarıkamış Dramı da yaşanmayacaktı.”

    Yaşasa idi sormak lazım gelirdi 150 km yurdunun içine giren düşman ordusunu Anadolu soğuğu mu durduracaktı? Kış koşullarında yaşamları boyunca eğitilmiş Rus erleri “aaa Türk kardeş tamam biz burada bekleyelim baharda savaşırız mı diyecekti?”

    Savaş tek taraflı iradeye mi bağlıdır sormak lazım. Türk ordusu savaşalım diyecek savaşılacak sonra da ya kardeş bizim hazırlık yok da 6 ay sonra savaşalım mı diyecek yani bu mudur?

    Kaldı ki düşmanın amacı Anadoluya asker çıkarmak, Sarıkamış’ta tren yolları var ikmal depoları var. Takviye kuvvet yığını yapacaktı. Kaldı ki bu beyefendi işgal altına alınmış 150 km içerisindeki halkın hayatını da önemsemiyor demek ki. İşgal altındaki topraklardaki halkın ırzı, namusu canı bu kadar mı önemsiz? Sarıkamış’ın ertelenmesi demek müthiş bir saçmalıktır. Kars bölgesinin büyük ikmal noktaları ağırlıkla bu bölgededir. Rusların toparlanmasına ve ikmali kullanmasına imkan tanımadan süratle hücum yapılması şarttır.

    Rusların yegane amacı kendilerine taahhüt edilen İstanbul ve Kocaeli yarımadasının işgalidir. Bu işgali gerçekleştirmeleri için Batumdan birliklerini Karadeniz’den İstanbul bölgesine çıkartmaları gerekiyordu. İşte Sarıkamış bu  İstanbul’a çıkmasını engellemek için bir an önce yapılmalıydı. Türk genelkurmayı bu birlikleri tam imha etmesi gerektiğini biliyordu. O yüzden durumu çevirme-kuşatma harekatı olarak planladı. 

    

    9.Kolordu hakkında;

    (11)…her yıl 22 Aralık günü 9.Kolordu’nun yürüdüğü güzergahta yaşlı genç demeden yürümekteyiz. Yürüyüş güzergahında birçok köy ve mezra,yayla evleri bulunmaktadır. Kitaplarda yazılı olduğu gibi uçurumlar ve sarp dağlar yoktur. Arazi az eğilimli yayladır. Birlikler planlandığı gibi köyleri birbirlerine bağlayan yollardan sapmadan yürümüşlerdir.Her köy birlikleri kurban keserek doyurmuştur. Yanlı yayınlar halkın desteklerini biraz ajite ile daha ilgi çekici olsun diye göz ardı etmiştir

 

    Arif Baytın geçtiği güzergahları ve durumları tek tek “SESSİZ ÖLÜM” kitabında yazmıştır.

    Arif Bartın’ın aktardığına göre 9.Kolordu söylenene göre sözde ıssız dağ başlarında değil kurulan portatif çadırlarda ve köy evlerinde geceyi geçirmiştir. Ayrıca tartışmalı bir isim olan Köprülü Şerif İlden’in aksine Arif Bey sahra telefonların istifa ettiklerini söyler (12)

 

    Bardız’ı hiçbir binası tahrip edilmemiş, resmi ve hususi dükkan ve ambarları olduğu gibi bırakılmış halde bulduk. Ambarlarda kolorduyu günlerce doyuracak yiyecek ve giyecek vardı.”

 

    9. Kolordu 25 Aralık 1914’te iki tümeni ile Bardız’dan Kızılçubuk köyüne ulaşır. Verilen emir, taarruza devamdır. Çünkü Sarıkamış’ta 5.000 civarında düşman askeri varlığı olduğu bilgisi alınmıştır. Asıl kuvvetleri Horasan bölgesindedir. Korku ve telaş içinde geri çekilme eğilimindedirler çünkü Başkomutanları Mişlayevsky geri çekilin emri verip Batum’a kaçtı.

    Rus orduları kurmay başkanlarından Maslofski diyor ki (13) Sarıkamış grubu imha edilse idi Kafkas yolları Türklere açılarak Güney Kafkasya elden çıkardı. Eğer Sarıkamıştan çekilme emri yerine getirilseydi yine bozgun olurdu. Enver Paşanın çok akıllıca planı, başarı halinde Türkiye’ye büyük katkı sağlayacaktı. Eğer Mişlayevsky'nin çekilme planı uygulansaydı, Enver Paşanın muazzam planı tahakkuk derecesine ulaşacaktı.

 

    Arif Baytın diyor ki (14) “... Birlikler sabahtan beri yürüyüşten pek yorgun düştüğünden eratı istirahat ettirmek için ileri karakol tesis ettirip bu halde geceyi geçirerek eratı dinlendirmeyi ve şafak sökmeden düşmana hücum etmek, bu görüş Kolorduca da kabul gördü.”

 

    Kolordu komutanının görüşü  öyle olabilir lakin Enver Paşa o gece taarruz emri vermişti. Bugün Rus kaynaklarından da anlıyoruz ki biz savaşı 25 Aralık gecesi 9.Kolordu’nun saldırmaması yüzünden kaybettik. Bizim birliklerimiz istirahat ederken Horasandaki (aynı şartlar altında bulunan Rus ordusu birlikleri) Sarıkamış’a ulaşmış ve bizim birliklerimiz tekrar yürüyüşe geçene kadar Sarıkamış’ın her sokağına bina bina tahkim ederek bu yeri büyük bir savunma mevziine çevirmiştir.

 

    Lakin maalesef, 9. Kolordu komutanı İhsan Paşa, Kurmay Başkanı Şerif Bey ve 29.Tümen komutanı Arif Bey savaşın kazanılmamasında büyük istekle hareket etmiştir.

    ... Şu kadarını söyleyebiliriz ki 26 Aralık Türk ordusunun zafere en yakın olduğu gündü. Ancak 9.Kolordu’nun komutanı İhsan Paşa taarruz emrini yerine getirmeyip harekatı durdurarak bu fırsatın kaçmasına sebep olmuştur (15)

 

    Ayrıca Rusların lehine bazı gelişmeler yaşanmıştı. Sarıkamış’ta bulunan Rus birlikleri çekilirken ağır silahlarını (2 Obüs, 8 ağır makineli...) bırakmak durumunda kalmışlardır. 10.Kolordu çarpışma sırasında kurmay başkanı Yarbay Nasuhi Bey esir düşer ve savaş dökümanları düşmanın eline geçer ve maalesef düşman, Sarıkamış taarruzunu bizim saldıracak olan tümenimiz uyurken öğrenip geri dönmüştür.

 

    Rus Ordusu Generali Nikolski diyor ki (16) “Türklerin 29.Tümen komutanı (Arif Baytın), Sarıkamış’ta ordumuzun çok askeri olduğunu düşünerek bağlı olduğu 9.Kolordu’nun diğer tümenlerini beklemiş, bu sayededir ki Sarıkamış kurtulmuştur. Rus ordusunun Başkomutanı Mişlayevsky, Enver Paşanın kurduğu tuzaktan ordusunun kurtulacağına ihtimal vermiyordu. Sarıkamış’ta esir alınacağını düşündüğü birliklerin yerine yeni birlik oluşturmak için Tiflis’e çekildi. Yani birliklerinden ümidini kesmişti.”

 

    10. Kolordu hakkında;

    10. Kolordu'da Tortum, Narman ve Oltu ilçelerinden köy güzergahından ilermemiştir. 10. Kolordu ilk gün Oltu ilçesini erzak ve silah depoları ile birlikte geçirir.

 

    Nikolski der ki (17) “Türk 10. Kolordusu’nun Kosor-Bardız  cephesindeki varlığı kesindi. Oltu istikametinde Katalakze müfrezesi büyüklüğü tespit edilemeyen bir düşman kolunu da geri püskürttü. Ayrıca Narman-Toprakkale-Bahçecik hattında gerimiz kuşatma tehlikesindedir. Hemen ağır silahlarını bıraktırıp geri çekilmeye başlamalarını emrettim.”

 

    Oltu müfrezesi ani baskın tarzında bir taarruza maruz kaldığından bozguna uğramış ve bu suretle Türkler tarafından gerçek bir başarı kazanılmış.

 

    Bir Rus tümeni de saf dışı bırakılır. Ancak arazi Rus birliklerine imkan sağlar. 10. Kolordu’nun bir tümeni Bardız’a gönderilirken iki tümeni de oyalandığı için zaman kaybını gidermek bakımından kısa yoldan Allahuekber dağını aşıp Sarıkamış’ın doğusundaki Selim kasabasına yönlenir. Bir gece ersinek köyünde istirahat eder. Erzak ikmali yapar. Sabah erken saatlerde Beyköy ve Başköy’e ulaşmak için yola çıkar. Yürüyüş kolunun bir ucu ulaştı lakin diğer Ersinek’te  kaldı. Bütün bu risk yani orduyu geniş cepheye yaymaları 9. Kolordu’nun yaptığı hataları fark edip yardım sağlamak içindi.

 

    Birliklerin bir kısmı Allahuekber dağlarını sıfır zayiatla aşmış ve öteki tarafta Selim kasabasına varmış ve istasyonu ele geçirip, demir yolunu da imha etmişlerdir.

 

    Lakin maalesef 9. Kolorduya yardım sağlamak amacı ile geride daha yavaş hareket etmesi istenilen birlikler (93,88 ve 89. Alaylar) tipiye yakalandı. Askerlerin tipi sırasında irtibat kaybetmesi ve korkup etrafa bilinçsizce dağılması sonucunda şehitlik durumları oluşmuştur. Birliğine bağlı kişilerden şehit yoktur. Donarak şehit olma durumu bu 3 alayda gerçekleşti. Araziye dağılan birlikleri komutanları kontrol altına alamadı.

 

    Bu 3 Alayın birliklerinde ne kadar şehit olduğu bölgede daha sonra görevlendirilen bir imam olan Molla Mustafa(18)”Kars valisi Ziboviç emir buyurdu. Selim Nahiyesi yakınlarında 300 amele çıkardık. Sarıkamış ormanlarında maaşları toplayarak toplu defin yaptık. Bazılarına 800, bazısına 500, bazısına 1000 şehidi gömdük. Bir hafta kadar bununla uğraştık. Her toplu mezarın başına levha ile şehit sayısını yazdık. Toplam şehidimiz 12 bin kadardır. Rusların ise 7 bin kadar. Bunlar donarak vefat etmişlerdir.”

 

    10.Kolordu’nun durumunu ermeni çetelerinden de öğrenen Berhman ve Yudaniç, geri çekilme emrini karşı taarruza çevirdi. İki kolordunun yapması gereken savaşı 9. Kolordu tek başına yapmak zorunda kalmıştır. 5 Ocak tarihine kadar savaş sürmüş düşmana darbe vurulmuştur. Yukarı Sarıkamış ele geçirildi, sokak muharebeleri yapıldı. Lakin düşman Ermeni ve Rum vatandaşlardan teşkil ettiği taze birliklerini sürekli buraya kaydırdı.

 

    9.Kolordu artık zafere olan inancını yitirecek ve 9.Kolordu komutanı İhsan Paşa ve Yarbay Şerif esir düştü.

 

    Özetleyecek olursak 9. Ve 10. Kolordu komutanlıkları kendi tümen komutanlarını komuta edememiş üstlerine inanmamışlardır. Ruslar, ileride planları öğrendiklerinde yukarıda kaynak gösterdiğimiz gibi tebrik etmişler ve hayran kalmışlardır. Lakin askerlerin uygulayışı sorunudur. En başlıca kaynaklanan durum 9. Kolordunun hatalarıdır. 10.Kolordu’ da 9.Kolordu’nun hatalarını telafi etmeye çalışırken hatalar yapmış ve tarih önünde kendimi zor duruma düşürmüştür.

    Bu savaşta Türk askeri kaybetmemiştir kaybedenler komutanlardır. Askerler verilen emirleri yerine getirmeye muktedirdir. Lakin işin içine siyasi entrikalar sokan İhsan ve ekibi bu kanın sorumlusudur.

    Merhum Hafız Hakkı Paşa Sarıkamış önlerinde savaşırken uyuyan birlik komutanları tarih önünde hesap vereceklerdir.

 

    11. Kolordu hakkında;

    11.Kolordu bütün çabalarına rağmen düşmanı sabit tutmakta başarılı olamadı. Ayrıca çok rahat bir mevkide iken geri çekilen Rus birliklerine saldırıp, 9. Kolorduya yardım edemedi.

 

    11. Kolordu komutanı Galip Paşa şimdiye kadar yapılan muharebelerde bir gün muharebe etmiş bir gün dinlenmişti. Şayet Sarıkamış taki ölüm kalım mücadelesine destek olacak şekilde hareket etmiş olsa idi, kışın dezavantajlı durumlarına rağmen 3. Ordunun durumu bu kadar kötü olmazdı.(19)

 

    8 gün süren mücadele sonuca ulaşamayınca geri çekilinir. Enver Paşa komutayı Hafız Hakkı Paşaya verip cepheden ayrılır.

 

    Dr. Yavuz Özdemir der ki (20) “Rus ordusu aldığı darbe sebebiyle geri çekilen birliklerimizi takip edemedi, Horasanı, Köprüköy’ü ve Narman’ı terk ederek savaştan önceki sınırlarına atılmıştır.”

 

    Sarıkamış’taki bozgun panik olmamıştır. Askerimiz kendi teslim olmadı. Savaş da çekilme ile yürütüldü. Yani ne kazanıldı nede kaybedildi.

    Sarıkamış, İstanbul’un korunması için yapıldı ve İstanbul korundu. Yani bu yönden başarılı olmuştur. Düşman kuvvetleri ağır hasar alarak kendilerini toparlamak için bölgede kalmışlardır.

 

    Değerlendirme

    Şehit sayısı: 3.Ordu’nun mevcudu Genelkurmay’a göre 118 bindir. Muharip yani savaşan birliğin sayısı 67bindir. 7.000 esir verilmiştir. Orduda toplam kayıp Kurmay Başkanı Guze’nin aktardığına göre 17 bindir.

 

    Rus ordusunun ise kaybı 22bindir. Ve Rus Ordusuna bağlı 7.000 kişi donarak hayatına kaybetti. Rus ordusu 3000 kadar esir verdi. (21)

 

    Bugün medyada kullanılan görüntü ve resimler:Savaş sırasında Ruslar tarafından çekilip, Rusyadaki Türklere karşı propaganda amaçlı kullanılan görüntülerdir.

 

    Bütün bunların yanında kaçaklar ne yaptı: Köylerine döndüklerinde, savaşta değil miydin sorusuna, dağların aşılmaz soğuğuna 2 metre kara maruz kaldıklarını ve donmaktan zor kurtulduklarını söyleyerek tesir bırakmışlardır. Aynı bölgede yer alan Rus askerlerin anılarında hiç bu şekilde bilgiler yoktur.

    Sarıkamış’ta olanlar dosdoğru bir biçimde daha yeni yeni öğrenilmeye başlanmıştır.

 

    Tüm kahpeliklere karşı hayatlarını canlarını feda eden tüm şehitlerimizin önünde saygı ile eğiliyor.

Allahtan rahmet diliyorum.

Adil Hikmet -el silâhi-

 

   KAYNAKÇA

(1) Alpay Kabacalı, Cemal Paşa, İş Bankası Yayınları,2006,syf:161

(2)Şerif Köprülü,Sarıkamış,4.Baskı,İş Bankası Yayınları,syf:62

(3)Ramazan Balcı,Tarihin Sarıkamış Duruşması,syf:121

(4)Fevzi Çakmak,Birinci Dünya Savaşında Doğu Cephesi Harekatı,G.kurmay ATASE ve GNK.Denetleme Başkanlığı Yayınları, Genelkurmay Basımevi,2005,syf:8.

(5) Fevzi Çakmak,Birinci Dünya Savaşında Doğu Cephesi Harekatı,G.kurmay ATASE ve GNK.Denetleme Başkanlığı Yayınları, Genelkurmay Basımevi,2005,syf:39.

(6)Murat Bardakçı-Hafız Hakkı Paşa’nın Sarıkamış Günlüğü,syf:49.

(7)İrfan Ülkü,Türklüğün son cephesi,syf:34.

(8)Nevzat Köseoğlu,Şehit Enver Paşa,syf:302

(9) (Gen.Kur. ATASE Başkanlığı, Birinci Dünya Harbinde Türk Harbi, Kafkas Cephesi, 3. Ordu Harekâtı, c.1, s.355)

(10)Şevket Süreyya Aydemir,Enver Paşa C3,syf:119,120

(11) Necati Bölükbaşı,Tarihin Arka Yüzündeki Sarıkamış,syf:61

(12) Arif Baytın-Sessiz Ölüm,syf:85-96

(13)Gen. Fahri Belen- Birinci Cihan Harbinde Türk Harbi, syf:195.

(14)Arif Baytın- Sarıkamış günlüğü, SESSİZ ÖLÜM, syf:110.

(15)Tuncay Öğün-İki mezar, syf:149-150

(16)Sarıkamışlı Geçmiş Zaman, syf:39-44

(17)Bir Rus generalinin anlatımı ile Sarıkamış,syf:17.

(18)Bozat Köyü İmamı, Özhan Eren, syf:497.

(19) Özhan Eren, Sarıkamış’a giden yol, syf:452

(20)Yavuz Özdemir, Sarıkamış Harekatı, syf:337.

(21)Necati Bölükbaşı, Tarihin Arka Yüzündeki Sarıkamış, syf;76


Yorum Gönder

0 Yorumlar